Kahramanmaraş ve Elbistan depremlerinin ekonomiye olan etkileri hakkında değerlendirmelerde bulunan Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu, hayatta kalanların daha güvenli ve huzurlu bir yaşam sürebilmesi için maddi zararların bir bilançosunu çıkarmak ve yeniden imar planının maliyetini hesaplamak gerektiğinin de altını çizdi. Altınbaş Üniversitesi Ekonomi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu, deprem bölgesinin yeniden ayağa kaldırılmasının bir faturası olacağına dikkat çekti.
"Deprem; konutları, iş yerlerini, fiziki altyapıyı da yıkan büyük bir felaket"
Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu, depremlerin, kovid 19 gibi salgınlardan çok daha yıkıcı bir etkiye sebep olduğuna değinerek, "Pandemi öncesinde doğal felaketlerin 1995-2020 arasında 1,5 milyon kişiyi öldürdüğü, 90 milyon kişiyi evsiz bıraktığı, 3,7 trilyon dolar fiziki zarara yol açtığı hesaplanıyordu. 2004 Hint Okyanusu tsunamisi, 2008’de Kuzey Hint Okyanusu’nda patlak veren Nergis Siklonu ve 2010 Haiti depremi en büyük doğal felaketler olarak kayda geçti. Ne yazık ki 6 Şubat Türkiye-Suriye depreminin de 40 binin üzerinde can kaybı ile bu sıralamaya gireceği anlaşılıyor" diye konuştu.
"99 Marmara Depremi'ne nazaran maddi fatura daha sınırlı kalacak"
Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu, ister istemez 2023 Pazarcık Depremi'nin 1999 Marmara Depremi'yle karşılaştırıldığını belirtti. Ekonomik açıdan bakınca 156 bin binanın, 507 bin konutun yıkıldığı 2023 depreminin binaların yeniden imarı açısından daha büyük bir zarara yol açtığına dikkat çekti. Buna karşın Marmara Depremi'nin Türkiye’nin bir numaralı sanayi merkezinde meydana gelmesi, TÜPRAŞ, PETKİM gibi dev tesislerin üretime ara vermesi, başta Derince limanlarının zarar görmesi göz önüne alındığında 2023 depreminin maddi faturasının daha sınırlı kalacağını öngördü.
"Yüzde 9,8’ini üreten bir coğrafya etkilendi"
Prof. Dr. Kozanoğlu, şöyle bir karşılaştırma yaptı: "Etkilenen en geniş alanı göz önüne alırsak her iki deprem bölgesinde de 14 milyon kişi yaşıyordu. Buna karşın 1999 depreminde en büyük zararla karşılaşan Kocaeli, Sakarya ve Yalova’da 2 milyonluk, 2023 depreminde Kahramanmaraş, Gaziantep, Hatay, Malatya, Adıyaman’da 6,5 milyonluk bir nüfus vardı. Marmara Depremi'nde milli gelirin yüzde 34,7’sini, Pazarcık depreminde yüzde 9,8’ini üreten bir coğrafya söz konusuydu. En fazla etkilenen iller itibarıyla da 1999’daki milli gelirin yüzde 6,3’üne karşı 2023’de yüzde 5,2’sine karşı gelen bir oran vardı. Sanayi üretimindeki paylar yüzde 13,1’e karşı yüzde 7,5; vergi tahsilatında da yüzde 16,4’e karşı, yüzde 3,2 idi" şeklinde konuştu.
"Ek bütçe gerekebilir"
Merkez Bankası’nın Şubat ayı piyasa katılımcıları anketinde yıl sonu 22,84 TL dolar kuru tahmini çerçevesinde 210 milyar TL’lik ek bir bütçe açığı beklendiğini belirten Prof. Dr. Kozanoğlu, "2023 bütçe açığı hedefi 660 milyar TL idi. Böylelikle 900 milyar TL’yi zorlayan bir bütçe açığı gerçekleşebilir. Bunun için de ek bütçe gerekir" dedi. 6 Şubat depreminin baz senaryo çerçevesinde 50 milyar dolar gibi bir maliyeti çıkacağını tahmin eden Prof. Dr. Kozanoğlu, "Hesaplamaya bu 9 milyar dolar ek cari açığı katmıyoruz. Çünkü bu rakamın büyük kısmı zaten bütçe açığına yansıyor. Kötümser senaryoyla toplam faturanın 70 milyar dolara kadar yükselme olasılığı bulunuyor" ifadelerini kullandı.
Üretimin aksamasından kaynaklanan maliyet, GSYH’nın yüzde 0,5’i
Kozanoğlu, üretimin aksamasından kaynaklanan maliyetlerin ise zararın 5 ilde yoğunlaştığı, buralarda ekonominin 4 çeyrekte normale döneceği, diğer 5 ilde ise bu sürenin 3 çeyrek olacağı varsayımından hareketle GSYH’nin yüzde 0,5’i tahmin edildiğini söyledi. Sanayi üretimindeki bir kısmın kaybın, kapasitenin başka fabrikalara kaydırılması ile örneğin Kardemir’in, İskenderun Demir-Çelik’in açığını kapatmasıyla telafi edilebileceğini söyleyen Kozanoğlu, bu kalemde de 4,2 milyar dolarlık bir maliyet çıktığını vurguladı.