Önceki gün Kocaeli’de öldürülen genç avukat için Sakarya’da görülen Havai Fişek Fabrikası davasına katılan avukatlar saygı duruşunda bulundu. Ancak, sanık avukatlarını aralarında istemedi…
Enteresan değil mi?
Enteresanın ötesinde ayıp…
Hem de çok ayıp…
Bu ayrımcılığı yapan avukatlara hiç yakışmadı…
İnsan meslektaşına ayrımcılık yapar mı?
Bugün sen davacı olanın hakkını savunursun, yarın davalının…
Aynı muameleyi o zaman sizlere yanınızda görmek istemediğiniz meslektaşlarınız yapsa ne dersiniz?
Avukatın işidir davalıyı ve davacıyı savunmak…
İş yapıyorsunuz…
Taraf olmuyorsunuz…
Siz işinizde normal vatandaş değilsiniz…
Eğer siz öldürülen meslektaşınız için yaptığınız saygı duruşunda bir araya gelemiyorsanız, hiç kimsenin hakkını doğru dürüst de arayamazsınız…
Çünkü siz kendinizi sıradanlaştırıyorsunuz…
Çünkü siz kendi kendinizi itibarsızlaştırıyorsunuz…
Birbirinize tahammülünüz yok…
Mesleğinizin bilincinde değilsiniz…
Düşmanca bir davalı ve davacı tarafına bürünmüşsünüz…
Dahası…
Siz avukatlar olarak sadece görevinizi yapmakla mükellef olduğunuzun farkında değilsiniz…
Halbu ki…
Avukat; hak, hukuk ve yasa işlerinde isteyenlere yol gösteren, mahkemeler, devlet örgütleri ya da özel kuruluşlar önünde başkalarının hakkını savunmayı meslek edinmiş olan ve bunun için yasaların gerektirdiği koşulları taşıyan kimsedir...
Ve…
Mesleği hukukî işlerde ücret karşılığı yol göstermek, hakkı savunmak olan, kendisine kanunen savunma hakkı tanınmış kimse…
Ayrıca…
Avukat mecazi anlamda manası; üstüne vazife olmadığı, gerekmediği halde başkasını savunmaya, onun adına konuşmaya kalkışan kimse, demektir…
Demem o ki; dünkü o görüntünüz ve konuşmalarınız avukatlık mesleği adına hiç hoş olmadı…
Umarım bir daha böyle bir ayrımcılığı kendi aranızda yaşamazsınız…
NOT: Kocaeli’nde geçen gün acımasızca öldürülen genç avukatımıza Allah’tan rahmet diler, yakınlarının ve meslektaşlarının başı sağolsun…
Sağlıcakla kalın…