Bugün çok öfkeliyim. İçim içime sığmıyor. Sinirlerim bozuk ve ne diyeceğimi, ne yazacağımı bilmiyorum.Aslında yazılacak, öfkemi kusacak o kadar çok şey var ki, birilerinin “yüzüne tükürmek” istiyorum.Daha da ileri gidip “sizin insanlığınıza, vicdanınıza,
Bugün çok öfkeliyim. İçim içime sığmıyor. Sinirlerim bozuk ve ne diyeceğimi, ne yazacağımı bilmiyorum.
Aslında yazılacak, öfkemi kusacak o kadar çok şey var ki, birilerinin “yüzüne tükürmek” istiyorum.
Daha da ileri gidip “sizin insanlığınıza, vicdanınıza, inancınıza, temsil ettiğiniz fikre ve düşünceye” deyip öfkemi kusmak istiyorum…
Evet, tahmin etiğiniz gibi öfkem Suriye’deki “vahşet” fotoğraflarını görünce önünü alamadığım bir şekilde patladı.
Zira gördüğüm manzara bana 2. Dünya Savaşı sonrası ortaya çıkan o siyah beyaz filmlerde gördüğüm manzarayı hatırlattı.
İnsanlara “sistemli” olarak yapılan işkenceyi, insanlık dışı muameleyi görünce resmen midem bulandı…
Öfkem biraz da elimden bir şey gelmemesinden kaynaklanıyor. Yapabileceğim tek şey “kalben buğzetmekten” başka bir şey değildir.
Peygamberimiz “Bir kötülük gördüğünüzde bunu düzeltin. Gücünüz yetmiyorsa kalben buğzedin” buyurmaktadır.
Dolayısıyla benim fert olarak Suriye’deki bu “vahşeti” durdurmaya ne gücüm yeter, ne de sözümü dinletebileceğim yer var.
Ama çok şükür vicdanım ve imanım dimdik ayakta. Allah kimsenin vicdanını ve imanını elinden almasın.
Maazallah vicdanını ve imanını yitiren biri işte böyle yaşanan “vahşet” karşısında “dilsiz şeytan” gibi sessiz kalıp olan bitenleri “iyi oldu” diye sadece seyreder…
İnsanlık bu değil. Hele Müslümanlık hiç değil. Hele hele bu “vahşet” karşısında kendini “en hakiki Müslüman” ilan edip sessiz kalmak hiç ama hiç değil.
İnsanlık, bu “vahşet” karşısında sesiz kalmaksa, varsın ben sizin gibi insan olmak yerine kâinatın en aşağılık mahlûku olayım.
Sizin insanlık anlayışınız bu ise, alın Suriye’deki “vahşet” fotoğraflarını evinizin en müstesna yerine asın…
Şu hale bakın, birilerinin belki de Allah’ın musibet olarak gönderdiği bir “kasırga” için dua ederken iş Suriye’deki “vahşete” gelince sesi çıkmıyor.
Olsun, biz Suriye’de yaşanan “vahşet” karşısında oradaki masum insanlar için Allaha dua ederiz. Bize öğretilen dini ve ahlaki terbiyede bu vardır.
Biz kimseden duamızı esirgemeyiz. Dünyanın neresinde “afet” varsa “zulme” uğrayan olursa “dinine, milliyetine” bakmadan duamızı eksik etmeyiz…
Evet, bugün çok öfkeliyim. Suriye’deki “vahşeti” kendi ülkemdeki inançlı insanların görmezden gelmesi öfkemi daha da arttırıyor.
Öyle ki öfkemden bu “vahşeti” işleyenlere ve seyirci kalanlara “beddua” etmek istiyorum ama bize öğretilenler ve aldığımız terbiye buna engel oluyor.
Bu yüzden dünyanın neresinde “zulme” uğrayan varsa Allah onların yar ve yardımcısı olsun. Zulüm eden ve buna sessiz kalanları da “Allah ıslah etsin” âmin…
Next