Akaryakıt zamları yağmur gibi gelmeye devam ediyor.
Öyle ki artık yağmur resmen “sağnağa” göndü.
Her gün zam!
Hem de öyle böyle değil.
Daha önceleri akaryakıta “10 kuruş, 20 kuruş” gelen zamlar, şimdilerde “1,5 TL’nin” altına düşmüyor.
Hem de günlük olarak…!
***
Allah yardımcımız olsun.
Ancak böyle giderse otomobile binmek hayal olacak.
Otomobilleri çekeceğiz evin önüne.
Üstüne de çekeceğiz brandayı.
Öyle bırakacağız.
Ya da otomobilimizi satıp kurtulacağız…!
***
Tabi hiçbir hükümet yaptığı zamlardan memnun olmaz.
Hele akaryakıta zam yapmak hükümetleri hiç memnun etmez.
Zira mazota, benzine yapılan zam;
Vatandaşa “iğneden, ipliğe” her ürüne zam olarak geri döner.
Bu da hükümetleri zora sokar…!
***
Ancak öyle bir ülkede yaşıyoruz ki;
Petrol ürünlerinde topyekûn dışa bağımlıyız.
Maalesef bu Ukrayna savaşı da en başta petrol olmak üzere enerjide dışa bağımlı ülkeleri günlük zamlara mecbur bıraktı.
Bundan ister istemez biz de nasibimizi aldık, almaya da devam ediyoruz.
Dünyada “ham petrolün varil fiyatı” her gün artıyor.
Bu da bize mazot ve benzine zam olarak geri dönüyor…!
***
Vaktiyle bu ülkede mazot ve benzin yokluğu yaşanırken.
Akaryakıt istasyonlarında mazot ve benzin kuyrukları uzayıp giderken!
Zamanın başbakanı Süleyman Demirel şöyle demişti;
- Memlekette benzin vardı da biz mi içtik?
Gerçi bugün mazot ve benzin kıtlığı yok.
Benzin istasyonlarındaki pompalar şakır şakır mazot ve benzin basıyor.
Ancak bu defa parayı “enflasyon” yedi…!