YÖÇEYDER Başkanı Ali Türkoğlu tarafından okunan basın açıklamasında, “Burada zulme uğrayan Filistin halkının yanında olduğumuzu göstermek ve katliam yapan siyonizme karşı sesimizi yükseltmek için toplandık.
Bugün Gazze’de yaşanan katliamın 93. günündeyiz. 21. yüzyılın ilk çeyreğinde tüm insanlığın gözünün önünde bir soykırım yaşanıyor. Bölgenin adeta çıbanbaşı olan İsrail, basın açıklaması yaptığımız sırada dahi kadın, çocuk demeden katliamlarına devam etmektedir.
Ekim ayından bu yana; İsrail tarafından tüm dünyanın gözleri önünde Filistin halkına, tarihte eşine rastlanmamış barbarlıkta bir soykırımı sürdürmekte ve maalesef bizler de şahit olmaktayız.
Batılı devletler; işlerine geldiği her platformda adaletten, insan haklarından bahsederken söz konusu Müslümanlar olunca çifte standartlarını koruyarak İsrail’in katliamını görmezden gelmektedir. Dünyada çocuk hakları, kadın hakları, basın ve insan hakları konuşulurken; bizler katliamı her gün televizyonları başında, sosyal medyada izlemeye devam ediyoruz. Bombalar altında susuz, ekmeksiz, elektriksiz ve hatta tüm insani yaşam şartlarından mahrum bırakılmış Gazze’nin sesi olmak bizim kardeşlik görevimizdir. İnsani yaşam haklarını arayan mazlum Filistin halkının yanında olan tüm dünyadaki vicdanlı insanlarına da selam olsun.
İsrail’in yaptığı katliama batının vicdanlı insanları da sessiz kalmamaktadır. Dünyanın dört bir yanındaki caddeler, sokaklar batı dünyasının tutumuna ve İsrail’e karşı protesto yürüyüşleri ile dolup taşmıştır. Yani dini, dili farklı olan vicdanlar harekete geçmiştir. Ancak yaşanan katliama, aynı cadde ve sokakları dolduran halkların idarecileri sessiz kalmış ve kalmaya da devam etmektedirler.
7 Ekim’den bu yana İsrail’in uyguladığı Soykırımın 93. Gününde 22 binden fazla Filistinli kardeşimiz şehit edildi. Birleşmiş Milletler ile Dünya Sağlık Örgütü raporlarına göre, bunun 9 bini çocuk, 6 bine yakını kadınlardan oluşmaktadır. Ve bunlar Filistinlilerin çığlık atarak ifade ettikleri gibi, ‘Birer Sayı Değildir.’
Gazze’nin 2,3 milyon olan nüfusunun 1,8 milyondan fazlası yani; ‘nüfusun yüzde 80’i’ evlerini terk etmek zorunda kalıp hastanelere, okullara sığındı. Ama terörist İsrail Gazze’de sığınılabilecek güvenli bir yer bırakmadı.
Tarihsel süreçte dört asır Osmanlı adaleti ile huzur bulan Filistin toprakları bugün İsrail soykırımı altında zulüm görmektedir. 09 Aralık 1917 tarihinde o topraklardan ayrıldığımız günden beri huzur bulmayan ve halen kendi topraklarında mülteci konumundaki Filistin’de artık bir barış ortamı oluşturulmalıdır.
Şu gerçeğin bir kez daha altını çizmemiz lazım. İsrail, batı dünyası tarafından üretilen siyonist ideolojinin devlet kılıfına gizlendiği bir örgüt ve dünya barışının önündeki en büyük engeldir.
Yıllardır, siyonistler asker marifetiyle Filistinlileri topraklarından ve evlerinden tehdit yoluyla çıkartıp, gasp ettikleri evlere yerleşmektedir. Yaşanan olaylar karşısında sessiz kalan küresel güçler İsrail’e karşı tek cümle kurmazken katliamlara karşı meşru müdafaa hakkını kullanan Filistinlileri de terörist olarak ilan etmektedirler.
Bugün de ülkemizin güvenliğini tehdit eden örgütler aynı zulüm odaklarının maşası durumundadırlar. Mehmetçiğimizin bölgedeki çatıştığı terör örgütlerinin de en büyük destekçisinin ABD ve İsrail olduğunu da göz ardı edemeyiz.
Filistin’e bomba yağdıranlar ile vatanımızın bütünlüğüne, istiklalimize ve huzur ortamının bozulmasına çaba gösterenlerin aynı küresel güçler olduğunu da biliyoruz.
Ülkemizin birliği ve dirliğinin ayrılmaz mayası olan Kelime-i Tevhit bayrağımıza yönelik olumsuz yaklaşımların neye hizmet ettiğini de bu süreçte kamuoyunun dikkatine sunarız. İslam’ın vatan yaptığı bu topraklarda inancımıza yönelik şiddet eylemlerini kabul etmemiz mümkün değildir. Bu süreçte 29 Aralık 2023 tarihinde Güney Afrika Cumhuriyeti, İsrail’in Filistin’de uyguladığı soykırımı engellemek ve suçluların cezalandırılması için ULUSLARARASI ADALET DİVANI’na dava açmıştır. Güney Afrika Cumhuriyeti’nin ortaya koyduğu çabanın devletimize de örnek olmasını uluslararası anlaşmalardan kaynaklanan haklarını kullanıp davaya müdahil olmasını süreci özenle takip etmesini istiyoruz.
Tüm Sakarya halkını başta Gazze’de ve Doğu Türkistan olmak üzere dünyanın her köşesinde yaşanan zulme duyarlı olmaya, örgütlü kötülüğün Filistin ve Gazze’de işlediği insanlık suçlarına karşı mazlumların yanında yerini almaya davet ediyoruz” ifadelerine yer verildi.
