Türkiye genelinde ölüm sebeplerinin başındaki kanser hastalığında erkeklerde akciğer, kadınlarda ise meme kanseri vakaları ön plana çıkıyor. Genetik yatkınlığın yanı sıra sigara ve alkol tüketimi de bu hastalıkları tetikleyen en önemli faktörlerin başında yer alıyor. İnsan vücudunun herhangi bir kısmında anormal hücrelerin kontrolsüz şekilde büyüyerek diğer organlara yayılmasıyla başlayan kanser hastalığının, oluştuğu dokuya göre isimlendirilen 200'den fazla türü olduğu biliniyor. Kanserin en yaygın türleri arasında ise akciğer, meme, cilt, prostat, mide, kalın bağırsak (kolon), rahim ağzı (serviks) kanseri ve lenf bezi tümörleri en fazla karşılaşan tür olarak dikkat çekiyor.
Sakarya Eğitim ve Araştırma Hastanesi (SEAH) Korucuk Kampüsü Onkoloji Kliniği İdari Sorumlusu Prof. Dr. İlhan Hacıbekiroğlu, bu hastalıkların gelişen tedavileri ve aşamaları hakkında bilgil verdi. Hacıbekiroğlu, gelişmiş ülkelerde erkeklerde prostat, kadınlarda meme, ülkemizde ise erkeklerde akciğer ve prostat, kadınlarda meme ve tiroit kanserinin ilk sırada yer aldığını belirtti.
200'DEN FAZLA TÜRÜ VAR
SEAH Tıbbi Onkoloji Kliniği İdari Sorumlusu Prof. Dr. İlhan Hacıbekiroğlu, “Kanserin moleküler temelinin anlaşılmasıyla birlikte genetik ilaçlar, kişiye özel taşıdığı mutasyon ya da genetik değişiklikleri taşıyan tedaviler sunuyoruz. Vücutta 200'ün üzerinde hücre tipi var ve bunların hepsinde kanser gelişiyor. Kanserlerin hepsinde evre ve alt taraftaki moleküler değişiklikler farklılıklar gösteriyor. Bazı kanser türleri var ki, modern tedaviler ölçüsünde çok ciddi sağ kalımlar elde ediyoruz. Örneğin, melenom gibi deri kanserinde 3 ay yaşayan metastatik evre 4 hastaların yüzde 10-15'lik kısmı, immünuterapinin bu kanser türünde etkili olması sebebiyle 10 yılları görmeye başladı ve bu inanılmaz bir başarı. Evre 4 akciğer kanserinde de sadece kemoterapiyle bir yıl yaşayan hastaların, moleküler bir değişiklik tespit edilmesiyle yaşam süreleri 8 yılları bulabiliyor" dedi.
KEMOTERAPİ GÜNDEMDEN DÜŞÜYOR
Kemoterapinin gündemden düşmeye başladığını belirten Hacıbekiroğlu, “Artık kemoterapi biraz biraz gündemimizden düşmeye başladı. Hedefe yönelik tedaviler ve immünuterapiyi şu aşamada modern tedaviler olarak kullanıyoruz. Bir çok kanser türünde ileri aşamadakilerde küretif aşamada değiliz. Modern tedaviler ölçüsünde gerçekten kronikleştirilmiş, kısa sürede yaşayan hastaları uzun süreye taşımış durumdayız ancak tamamen silme özellikle evre 4 hasta gurubunda şu aşamada çok gerçekçi bir hedef değil" diye konuştu.
KANSER FAKTÖRLERİNDEN UZUK DURUN
Kanseri tetikleyen faktörlerden uzak durulması gerektiğini belirten Hacıbekiroğlu, “Kanseri yenmek için aslın en başta yakalanmamak gerekiyor. Korunabileceğiniz bir risk faktörü varsa bundan uzak durmak gerekiyor. Örneğin, sigara kullanıyorsanız ve bırakırsanız akciğer kanseri riskinizi çok ciddi anlamda azaltmış olursunuz ya da kötü bir beslenmeye sahipseniz ve bunu düzelttiğiniz zaman ciddi anlamda obeziteyle ilişkili kanser türlerinden uzak durursunuz" dedi.
TÜRKIYE STANDARTLARI ÜZERİNDE
SEAH'ın ülke standartlarının üstünde bir hizmet verdiğinin altını çizen Hacıbekiroğlu, “Ben Tıbbi Onkoloji Derneği Akreditasyon Kurulu'ndayım. Bir çok kemoterapi ünitesi ve onkoloji merkezinin standartlarının yeterlilik anlamında denetlemesini de yapıyorum. Ancak Sakarya bazında konuşacak olursak yarı otomatik veya manuel sistemle, 35 yataklı, 9 poliklinikle, klinik araştırma merkezine sahip, günde 90 hastanın kemoterapi yükünü çekebilecek, yılda 3 bin yeni hasta, 55 bin poliklinik hizmeti verebilen Türkiye standartları üzerinde bir tesise sahip global anlamda” ifadelerini kullandı.