Depremler, yeryüzüne farklı mesafelerden vuran ve farklı şiddetlerde meydana gelebilen doğal afetlerdir…
Dolayısıyla her depremin zarar verme ve yıkıcılık etkisi bir olmamaktadır.
Bu durumun yanı sıra, artık biliyoruz ki yalnızca şiddet değil yapıların kalitesi de deprem hasarında en belirleyici faktörlerden bir tanesidir...
Peki ortalama üzeri şiddette meydana gelen bir depremin ardından, yapılarda ne gibi hasarlarla karşılaşılır?
Bu konuda tek ve net bir yanıt vermek güçtür...
Çünkü bir yapıda pek çok çeşit hasarla karşılaşmak mümkünken diğerinde daha azına rastlamak mümkündür...
Bu sebeple, hasar oranları incelemelerin ardından büyüklüğüne göre sınıflandırılmaktadır…
Etkisi büyük bir depremin ardından yapılan incelemelerde ilk olarak çatlak, burkulma ezilme veya kalıcı ötelenme gibi gözle görülebilir durumların tespiti yapılır…
Bu hasarların oranı, yapının geri kalan zamanda ne kadar süre varlığını devam ettirebileceği hususunda ilk izlenimleri verecektir...
Bir: %5 ile 10 arasındaki bir hasar, yapının taşıma gücünde önceye göre büyük bir farklılık yaratmayan hafif bir hasar oranıdır…
İki: %50’ye yakın bir hasar, yapıda taşıma gücünü azaltan ve geri kazanılması gerekli olan orta şiddetli bir hasar oranıdır…
Üç: %50 ve üzeri hasar ise, yapıda taşıma gücü ciddi bir şekilde azalmıştır ve bu yapı geri kazanılamayacak derecede ağır hasarlı olarak nitelendirilir...
Bu verilere ek olarak, riskli bina kategorisine giren yapılar için dikkate alınması gereken bazı özellikler mevcuttur. Bu özellikleri şu şekilde sıralayabiliriz:
1: Bir yapının önemli ve büyük bir depremden önce inşa edilmesi...
2: Yapının, dere yatağı gibi riskli bir alanda inşa edilmesi…
3: Herhangi bir proje ile oluşturulmaması ve ruhsatsız olması…
4: Yapının kolonlarında paslanma veya betonunda deniz kabukları görülmesi…
5: Kolon ve kirişlerde çatlaklar, duvar tabakalarında ayrılmalar ve dökülmeler olması...
Sağlıcakla kalın…