Hangi mahallenin kalemşörüsün der bazen okuyucu…

Siz de cevap verirsiniz…

Gerçi bizim okuyucu zekidir…

Sen söylemeden hemencecik hatırlatıverir evrildiğin tarafı…

Bazıları da tarafsız olduğunu yazılarında ifade etmeye çalışır ama deve kuşu gibi kafasını kuma gömmüş, kıçı gözüktüğünden haberi yok, olduğu tarafı bilmeyenlerin olduğunu zannettiği gibi…

Herkes bir taraftadır…

Bunu kim inkar ediyorsa…

Yalancıdır…

Çünkü tarafsızlık diye bir olgu yok…

Sadece olduğunuz taraftan olayları objektif yorumlayabilirsiniz, işte bu objektif tutuma tarafsızlık diyorsanız buna diyeceğim yok…

Hülasa…

Bizim yazarlarımız çok yamandır…

Günü gününe tutmaz…

Bazen ne söylediğini bilmez…

Kalem bu…

Çalakalem yazarsan olacağı budur der, bazen okuyucu…

Her şeyde muhalefet etmek hastalıktır sanırım…

Bunun da ilacı yoktur…

Hani eskiler derler ya…

Kimileri de atasözüdür…

Halk dilinde…

Bir insanı kırk yıl sırtında taşırsın, bir gün dinlenmek için sırtından indirdiğin an, beni sırtından neden indirdin diye size demedik laf bırakmaz…

Hakkı teslim etmek gerek…

Karşı yöne bakışı iyi olan…

Ve bu gözle görülür olan her şeyi ve duyduğu kelimeleri iyi analiz yapanlara asla sözüm yok…

Açıkçası…

Yazarken dürüst olmak gerek…

Taraftar gibi değil…

Taraf gibi…

Sağlıcakla kalın…