Koca bir yılı daha geride bırakıp 2020’ye merhaba dedik.
Allah hepimize hayırlı uğurlu bir sene nasip etsin.
İnşallah kimsenin burnunun kanamadığı, kansız, gözyaşı dökülmeyen, anne ve babaların ağlamadığı bir yıl olur.
Bu fazlaca iyimser bir temenni olsa da, geçtiğimiz yılın bilançosu çok ağır olunca insan ister istemez böyle bir dilekte bulunuyor…!
***
Nitekim 2019’da dünya genelindeki olaylara bakacak olursak, yine pek de iyi geçmediğini söyleyebiliriz.
Zira 2019’da da geçmiş yıllarda alışık olduğumuz üzere dünyaya yine “kan” ve “gözyaşı” hâkim oldu.
Tabi bu “kan” ve “gözyaşı” İslam ülkelerinde yaşandı.
Hep çile çeken “zulüm” gören Müslüman insanlar oldu…!
***
2020’de de durumun pek farklı olmayacağı ortada.
Yeni bir sene ile birlikte dünya Müslümanlarını daha zor bir yıl daha beklediği ortada.
Bu anlamda ülkemizi de içeride ve dışarıda çok zor bir yıl bekliyor.
Gerçi dış devletlerle uğraşmak çok da zor değil.
Cumhurbaşkanı Erdoğan her platformda bunların “ağzının payını” veriyor.
Asıl mesele içimizdekilerle uğraşmak.
Kendi içimizdeki bazı “zevatla” uğraşmak çok daha zor!
Zira bunlara ne laftan anlıyorlar ne de sözden.
Her şeye “takoz” olmaktan başka bir şey bilmiyorlar.
***
Netice itibariyle etrafımız tam anlamıyla bir “ateş” çemberi.
Dolayısıyla bölgedeki “ateşin” 2020’de sönmesi veya en azından hafiflemesini beklemek fazla iyimserlik olur!
ABD’si, İsrail’i, batısı, velhasıl “haçlı zihniyeti” top yekûn bizimle uğraşıyor.
Maalesef 1. Dünya Savaşı sonrası “Orta Doğu’ya” ekilen “kin” ve “nefret” tohumu bölgeye huzur vermiyor!
Anlayacağınız dünyada “kin” ve “nefret” öyle fazla ki, şimdiden 2020’nin yükü çok ağır gibi gözüküyor.
Olsun.
Biz yine de 2020’nin ülkemize ve dünyaya huzur getirmesi temenni edelim.
Hepimize iyi seneler…!