Artık “seçim” haftasına girdik. Bugünü de saymazsak şunun şurasında “7 Haziran’a” beş gün gibi kısa bir zaman kaldı.

Haliyle milletvekillerini de iyiden iyiye “heyecan” sardı. En azından bir beş gün daha adaylar milletvekili hayali kurabilecek.

Ancak “8 Haziran sabahı” bazı milletvekili adayları “seçim kaybetmenin” ağırlığıyla uzunca bir süre ortadan kaybolacak…

Evet, Sakarya’ya bütün parti genel başkanları geldi. Her biri Kent Meydanı’nda vatandaşın karşısına geçip “oy” istedi.

Kimi “bizimle yürü Türkiye” diye “oy” istedi. Kimi “alkışladı.”Kimi partilerinde Sakarya’da neden “miting” yaptığı anlaşılmadı.

AK Parti ise bütün partilere “Onlar konuşur AK Parti yapar” diye cevap verip yapılan hizmetler üzerinden vatandaşa seslendi…

Hangi parti genel başkanı vatandaşa daha samimi geldi, bunu “7 Haziran pazar günü” göreceğiz.

Muhtemelen bu seçimlerin belirleyicisi “muhafazakar” olarak adlandırılan kesim ile genç seçmen olacaktır.

Zira hem “muhafazakar” hem de genç seçmen oranı toplam seçmen sayısı içinde önemli bir yer tutuyor…

Kim ne derse desin. Genç seçmene AK Parti her daim yakın oldu. Hatta “seçilme yaşını 25’e” indirerek bunu da göstermiş oldu.

AK Parti “seçilme yaşını 25’e indirirken” muhalefet “ülkeyi çoluk-çocuğa mı bırakacağız” diyerekgençlere olan güvensizliklerini deklere etti.

Buna rağmen AK Parti “gençlere güveniyoruz” diyerek ilgili kanunu çıkartıp onların önünü açtı. Bu da “AK Parti’nin gençliğe armanı” oldu…

Öte yandan Türkiye’de “muhafazakar” olarak adlandırılan seçmen de her zaman seçimlerin belirleyicisi olmuştur.

Bu “muhafazakar” seçmen genellikle “mitinglere” falan katılmaz. Olayları daha ziyade uzaktan izler. Anket çalışmalarında bile rengini belli etmez.

Genelde anket sonuçlarına da, “kararsızlar” olarak geçer. Oysa “tercihleri” bellidir ve kendilerine yakın bir partiden yana “oy” kullanır. Bugünde bu parti, AK Parti’dir…

Gördüğümüz kadarıyla “muhafazakar” kesimin yanı sıra genç seçmen de öyle çok fazla “miting” alanlarında bulunmamaktadır.

Özellikle de “muhafazakar” seçmen bu defa çok sessiz durmaktadır. Bu sessizlik de özellikle muhalefet açısından hiç iyi değildir.

Muhtemelen genç seçmenle birlikte ağırlıklı olarak “muhafazakar” kesim “seçimin belirleyicisi” olacaktır…