Son günlerde sağlık ocaklarında, hastanelerde büyük bir yoğunluk var.

Bu yoğunluk öyle “kornavirüse” yakalanmaya bağlı bir yoğunluk değil.

Tam tersi insanlar “koronavirüs” aşısı olabilmek için sağlık ocaklarına, hastanelere adeta “hücum” etti.

Hemen her gün sağlık ocağı ve hastane önlerinde uzun uzun “aşı” kuyrukları görmek mümkün!

Sağlık çalışanları neredeyse “aşı” yapmaya yetişemiyor…!

***

Tabi “aşı” olmak iyi güzel de;

Hastane önlerinde yığılmanın, yoğunluk oluşturmanın anlamı ne?

Bu iş “randevu” sistemiyle olmuyor mu?

Alırsın “randevunu.”

Hem de saati ve dakikası dakikasına.

Hadi “10-15 dakika” erken gidersin.

Sıran gelince de “aşını” olup çıkar gidersin.

Sağlık ocaklarında, hastane önlerinde bu kadar kuyruk olmanın ne anlamı var…!

***

Öyle ye;

Bakıyoruz “aşı” kuyruğunda “mesafe” hak getire.

Bas bas bağırdığımız “maske” desen takan yok.

Sanki “aşı” olunca bir daha “koronavirüse” yakalanılmayacakmış gibi bir hava var.

Bu çok tehlikeli bir yaklaşım!

Zira “koronavirüsten” korunmak için “aşı” olan bazı tanıdıklarımızın çok geçmeden hastalandıklarına şahit olduk.

Tamam, “aşı” sayesinde belki “koronavirüsü” hafif atlatanlar oldu.

Ancak “aşı” olduktan sonra “koronavirüse” yakalanıp ağır geçirenlere de yakinen şahit olduk.

Hatta çevremizden duyduğumuz kadarıyla hayatını kaybedenler bile oldu.

Öyleyse “aşı” oldum veya olacağım diye tedbiri elden bırakmanın anlamı yok…!

***

Netice itibariyle “aşı” olmaya gidenlerin sağlık ocakları ve hastane koridorlarında oluşturdukları görüntü “koronavirüse” davetiye çıkartmaktan başka bir şey değil.

Maazallah insan bir yandan “aşı” olurken diğer yandan da “koronavirüs” kapacak.

Ondan sonra “ayıkla pirincin taşını.”

Anlayacağınız yetkililer bu konuya çare bulmalı.

Aksi halde yazı öyle veya böyle geçiririz ama kışı zor görürüz…!