Kolonu niye kesersin be kardeşim?
Kaç kişinin canına mal olduğunu biliyor musun?
Dükkanına biraz daha yer açmak için bu cinayeti niye işlersin?
Hadi diyelim bu dünyada kurtuldun…
Ya öteki dünyada bunun hesabını nasıl verebileceğini hiç düşündün mü?
1999 Marmara depreminde de genelde yıkılan çok katlı binaların altlarında hep dükkan vardı…
Ve bu dükkanların çoğunda kolonlar kesildi…
Bazılarında direkler de kökünden kazındı…
Sırf dükkanın camekanı daha geniş olsun diye…
Daha doğrusu fazla müşteri çekmek için, görsellik adına…
Ne oldu?
Bir depremde kolon ve direkleri gizlice kesilen dükkan katlı binalar yerle bir oldu…
Yüzlerce insan canını ve yakınını kaybetti…
Şimdi aynısı İzmir’de oldu…
Ben söylemiyorum…
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer diyor…
Diyor ki, Sayın Soyer bir televizyon konuşmasında, “Yıkılan bütün binalarla ilgili bir tespit yaptırdım. Tamamı 92-99 arasında ruhsatlandırılan binalar. 1975'teki yönetmeliğe göre yapılmış. Yani tamamı 1999 Marmara depremi öncesi inşa edilmiş. Zemin katta kolonu kesilen bina bile var. Biz ihbar gelmeden 1999 yılından önce ruhsat almış binalarla ilgili çalışma yapma imkanına sahip değildik. Ama bu depremden sonra çalışmalar sona erdiği zaman bu konuda taramalara başlayacağız.
Öncelikle 1999 yılından önce ruhsat almış binalar üzerinde hızla bu çalışmayı başlatacağız.
Örneğin 99 yılından önce yapı tadilat ruhsatı almış ve zemin katı ticarethaneye dönüştürülmüş yapı bile var. Bize ihbar gelmeden maalesef işlem yapamıyoruz. Bizim yıkım yetkimiz yok ama inceleme yetkimiz var. Çalışmayı tamamlayıp gerekirse Meclis'e gideceğiz. Bir de bizim tarım alanları ile ilgili bambaşka bir çalışma yapmamız gerek. Öyle ki depremin vurduğu yerler arasında delta ağızları bile var…”
Üç kuruş daha kazanmak adına kolon kesme…
Direği yerinden oynatma…
Her ikisi de candır…
İçinde yaşayan insanın canının canıdır…
Çünkü insanın canı bir afette önce Allah’a ve sonra da o kolon ve direğe emanettir…
Bilmem anlatabildim mi!
Sağlıcakla kalın…