Bir Tür Kimlik Meselesi: “Coğrafi İşaret”

Geçen hafta kaleme aldığımız  “gastromilliyetçilikten” sizlere bahsetmiştik... Kavramın, bir yiyeceğin veya içeceğin ait olduğu bölgede küreselleşmenin getireceği her türlü etkiden korunmasını amaçladığını vurgulamıştık... Bu hafta ise, “gastromilliyetçilik” ile paralellik gösteren, ülkemizde önemli değere ve üne sahip olan ürünlerin kaynağını gösteren “coğrafi işaret” konusuna değineceğiz… Yöresel ürünlerin şehirler arasındaki tatlı rekabetine ortak olup “coğrafi işaretin” öneminden bahsedeceğiz…

Türk Patent ve Marka Kurumu’nun tanımına göre coğrafi işaret; “belirgin bir niteliği, ünü veya diğer özellikleri bakımından kökenin bulunduğu yöre, alan, bölge veya ülke ile özdeşleşmiş ürünü gösteren işaret” olarak tanımlanmaktadır. Coğrafi işaretin amacı ise oldukça önemli; işaretlenen ürünleri koruma altına almak, ürünlerin değerini ve kalitesini kontrol altında tutmak, tüm bunları yaparken de kültürel ve özgün değerlerin yansıtılmasını sağlamak…

Malumunuz ülkemizde yiyecek içecek sektörü her geçen gün büyüyor ve gelişiyor. İşletmeler, bulundukları bölgelerin ürünlerini en güzel şekilde değerlendirmeye, işin aslı; tanıtılmasına ve pazarlanmasına yönelik birçok uygulamaya imza atıyor. Kimi, metreler boyu uzanan kebap hazırlayıp, “şehrin ve ülkenin en iyisiyim” mesajını veriyor; kimisi ise baklavanın üzerini bir tuvale dönüştürüyor ve “sanat eseri böyle olur” diyerek gaf yapıyor… Rekabetten doğan bir yarışın içerisinde ; “çiğköfteyi en iyi biz biliriz!”,  “kebabın başkentiyiz!”,  “en iyi mantı bizim mantı!” şeklinde seslerin yükselmesi pek de sürpriz sayılmaz bu durum karşısında.  “Coğrafi işaret” ise tam da bu sesleri bastırmak için ortaya çıkıyor bir bakıma. Hangi ürün nerede işaretli bunu lezzet severlerle paylaşıyor, yalnızca yurt içinde değil yurt dışında da ürünlerimizin kimliği belirlenmiş oluyor. Ayrıca şuna değinmeden geçmemek gerekir; kimlik belirlenirken aynı zamanda coğrafi işaret; ülkemizdeki üreticilerin gelirlerinin artmasında, kırsal turizmin gelişmesinde, yine kırsal bölgelerdeki istihdamın yaygınlaşmasında büyük rol oynuyor.

Günümüzde “coğrafi işaret” konusu hakkında yüzlerce bilimsel çalışma hazırlanıyor, hazırlanmaya da devam edecek gibi duruyor. Özellikle yiyecek içecek işletmelerinin ve ülke mutfaklarının rekabeti bu duruma önayak oluyor. Ürünlerin illegal kullanıcılardan korunması açısından işaretleme çalışmalarının artarak devam etmesi gerektiği ise su götürmez bir gerçek olarak karşımıza çıkıyor…

“Coğrafi işaretli” ürünlerin farkındalığının artması için coğrafi işaret almış ürünleri tercih etmemiz; ülkemizin üreticisine, mutfağına, ekonomisine ve imajına katkılar sağlamakla kalmayacak, sonu gelmez ürün kıskançlığına, hırsızlığına, tutuculuğuna ya da adına siz ne derseniz; bir son verecektir…

Sağlıklı ve mutlu günler dilerim…