Dün AK Parti Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı vardı.
Ankara’da genel merkezde yapılan bu toplantıda Cumhurbaşkanı Erdoğan önemli açıklamalarda bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu toplantıda yaptığı konuşmanın bir bölümünde partililere yine bildik ikazlarda bulundu.
Bildik diyoruz zira Cumhurbaşkanı Erdoğan her fırsatta partililere bu uyarıları sürekli yapıyor.
Ancak partililer, milletvekilleri, belediye başkanları, il ve ilçe başkanları bu uyarıları çok da fazla dikkate almıyor.
Elbette “istisnalar” var ama çoğunlukla Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın söyledikleri için “bir kulaktan girip, ötekinden çıkıyor” diyebiliriz…!
***
Neydi bu uyarılar?
- Telefonumuz 24 saat açık olmalı ve o anda cevap veremediğimiz her çağrıya muhakkak geri dönüş yapmalıyız.
- Milletle arasına duvar ören, kendini ulaşılamaz bir yere konumlandırmış;
- Hele hele insanları küçümseyen bir AK Parti yöneticisi varsa bulunduğu yerde, özellikle söylüyorum, fuzuli işgal, yani haksız işgalci demektir.
- AK Parti'nin hiçbir il başkanı, ilçe başkanı, yöneticisi, belediye başkanı, milletvekili velhasıl hiçbir temsilcisi milletten kopuk olamaz, kopuk yaşayamaz.
- Her kesimden insanımızın evine, iş yerine, hayatını geçirdiği yerlere her gün bizzat gitmeliyiz.
- Buralarda onlarla muhabbet etmeli, dertlerini, sıkıntılarını dinlemeli;
- Mümkünse bunlara çözüm üretmeli, değilse insanımızın gönlünü almalı kendi yaptıklarımızı onlara anlatmalıyız…!
***
Sakarya için ifade etmek gerekirse;
Doğrusu bugüne kadar Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu uyarılarını dikkate alanlara çok fazla rastlamadım.
Belediye başkanlarından bir veya iki!
Üçüncü bir isim belki.
İl, ilçe teşkilatları eh işte.
Peki ya milletvekilleri?
Beş yılda bir!
Yani;
Seçimdeeeeeen, seçime…!
***
Kimse kusura bakmasın.
Sakarya’da adeta kapısına “kilit” vurulmuş konumda belediyeler var.
Telefonla ararsın belediyenin santrali cevap vermez.
Cevap verse ilgili kişi, başkan, başkan yardımcısı, müdür, amir aradığınız her kimse görüşmeniz mümkün olmaz.
Zira telefon çalaaaar, çalaaaar, çalaaaaar açan olmaz.
Bu zatlara cep telefonlarından ulaşmak ise hiç mümkün değildir…!
***
Hele bazı belediye başkanlarına telefon edip konuşmanızın imkânı yok.
Ya telefonunu açmazlar.
Telefonu açmadıkları gibi geri de dönmezler.
Ya da yanındaki birine telefonu açtırıp;
- Başkan bey şu an müsait değil.
- Notunuzu aldım müsait olunca sizi arayacak.
Şeklinde cevap verilip sizi kibarca başlarından savarlar.
Sonrasında da geri dönüp sizi aramak akıllarına bile gelmez…!
***
Anlayacağınız çoğunluğu birbirinin kopyası.
Tabiri caizse;
- Al birini vur ötekine.
Cumhurbaşkanı Erdoğan istediği kadar uyarsın.
İstediği kadar;
- Telefonumuz 24 saat açık olmalı ve o anda cevap veremediğimiz her çağrıya muhakkak geri dönüş yapmalıyız.
Desin.
- Milletle arasına duvar ören, insanları küçümseyen bir AK Parti yöneticisi varsa bulunduğu yerde, özellikle söylüyorum, fuzuli işgal, yani haksız işgalci demektir.
Şeklinde nasihatte bulunsun.
- AK Parti'nin hiçbir il başkanı, ilçe başkanı, yöneticisi, belediye başkanı, milletvekili velhasıl hiçbir temsilcisi milletten kopuk olamaz, kopuk yaşayamaz.
İfadeleriyle ikaz etsin.
Dinleyen kim…?
***
Netice itibariyle hepsini bir potaya koymak belki doğru değil.
Ancak Sakarya’da;
Siyasetçisinden, milletvekiline, belediye başkanından bürokratına, amirinden memuruna bir başıbozukluk, bir çekişme ve hizipçilik var ama Allah hayretsin.
Asıl merak edilen sözü dinlenmeyen, nasihatleri dikkate alınmayan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sabrının ne zaman taşacağıdır.
İşte o zaman…!