Bildiğiniz üzere geçtiğimiz cumartesi günü sosyal medyada “dünyanın en iyi mutfakları”listesi yayımlandı… İtalya’nın ilk sırada, Yunanistan’ın ikinci sırada yer aldığı listede kendimizi yedinci sırada buluverdik… Gastronomi uzmanı(!) sosyal medya kullanıcılarımızdan ise tepkiler ardı ardına geldi… Ülkemizin daha üst basamakları hak ettiğini, Yunanistan’ın ikinciliği hak etmediğini, Hindistan’ın berbat yemeklerle listede yer almaması gerektiğini düşünen vatandaşımız, yemek konusunun kırmızı çizgimiz olduğunu bizlere bir kez daha hatırlatmış oldu…

Önceki yazılarımızda (Caciki, Baklavaki, Sarmaki… Ülkemizde Yemeğin Milliyetçiliği) sizlerle birlikte gastromilliyetçilik konusunu ele almıştık... Toplumların yemekleri benimseyişinden, farklı milletlere ait olduğu düşünülen yiyecek ve içeceklerin tüm dünyaya pazarlanışından ve mutfak kültürünün korunması noktasında bu kavramın oldukça değerli olduğundan bahsetmiştik… Yaklaşık her altı ayda bir, bilinen veya bilinmeyen bir kaynaktan “en iyi mutfaklar” listesi ortaya çıkmasın, vatandaşımız hemen giriyor sosyal medya hesabına, başlıyor yazmaya; “yoğurdu sen çaldın!”, “onların yalnızca pizzası ve makarnası var!”, “adamlar ayaklarıyla yemek yapıyor abi, saçmalık!”, “böcek yiyenler nasıl listeye girer yahu!”.

Konuya başlarken şu soruları kendimize sormamızda fayda var; ülkemizin mutfağına ne ölçüde hâkimiz, ürünlerimizin kaçını biliyoruz, kebap ve baklava haricinde ülkemiz mutfağında hangi yemekleri deneyimliyoruz, ayrıca kaç tane ülkede kaç yemeği deneme fırsatı bulduk? Bu tarz listelerin bir sonunun olmadığı apaçık ortada… Bu listeler kime ve neye göre oluşturuluyor, kimse bilmiyor… Bildiğimiz bir şey varsa o da insanların damak zevklerinin birbirinden farklı olduğu... Yani bir mutfak kültürünün ürünleri, başka bir mutfak kültürüne alışmış bireylere oldukça yakın veya uzak gelebilir, kişisel zevkleri de göz önünde bulundurduğumuzda işin içinden çıkılması oldukça zor.

Saçmalıktan öte gidemeyen bu listeye baktığımızda; mutfak kültürü bakımından diğer ülkelere göre oldukça fakir kalan ABD’nin sekizinci sırada yer alması, Fransa gibi dünya mutfağına yön veren bir ülkenin ABD’den sonra gelmesi, orta doğu ülkelerinin listede gerilerde yer alması bizim gözümüze çarpan ilk şeyler oldu. Çoğu sosyal medya kullanıcısı İtalyanların pizza ve makarna ile bu listenin ilk sırasında yer aldığını düşünse de durum böyle değil. Veya Hindistan lezzetlerinin hijyenden kaynaklı iştah kapatıcı etkisi olduğunu vurgulamak, bu ülkeyi mutfak kültürü açısından kötü yapamaz.

Ürünlerimizin başka ülkeler tarafından “çalındığı” ve bu sayede listelerde üst sıralarda onların yer aldığı konusuna gelecek olursak, belki onların bizden daha iyi pazarlamacı olduğunu, ürünlerin dünyada tanıtılmasını daha çok önemsediklerini söyleyebiliriz. Ürünlere “millet” ataması yapmak işin kolayına kaçmak olarak değerlendirilebilir. Açık konuşmak gerekirse bizim olduğunu savunduğumuz ürünlerin gerçekte ne kadarı bize ait, büyük bir muamma… Ne yazık ki ülkeler arasında geçmişte yaşanmış ve bitmiş bazı hadiseler, diplomasi hareketleri ve siyasi krizler, milletlerin yemek rekabetinde de yerli yersiz atışmalarına sebep olduğunu gözlemlemekteyiz… Bu durumda tarafların tek yaptığı ise; ağzını açıp, gözünü yummak…

Ülke mutfaklarıyla ilgili sıralamalar gelmeye devam eder, biz de bunun üzerine konuşur dururuz. Ülkemiz mutfağına bu şekilde bir katkı sağlar mıyız, elbette hayır. Okumak, araştırmak, gezmek, görmek, deneyimlemek; yapacak başka bir şey yok…

Sağlıklı ve mutlu günler dilerim.