Öyle diyoruz olmuyor.
Böyle konuşuyoruz kimse “tınmıyor.”
Yahu yakın çevreden insanlar “korona virüs” nedeniyle hayatını kaybediyor.
Buna rağmen oralı olunmuyor.
Üstelik dalga geçer gibi de “korona virüsten” vefat eden şahsın yakınlarına “taziye” ziyaretine gidiliyor.
Sonuç…?
***
Sonuç malum.
Artık Sakarya’da hastanelerde yer kalmadı.
Koğuşlar doldu.
Yoğun bakım da eli kulağında!
Doldu dolacak.
Yoğunluk o kadar fazla ki;
Hastanelerde koridorlara yataklar konuluyor.
Hastalar koridorlarda “iptidai” şartlarda tedavi edilmeye çalışılıyor…!
***
Madem laftan anlamıyoruz.
Salın gitsin anasını satayım.
Çıkarın maskeleri.
Mesafeyi bir kenara bırakın.
Temizliği ise kafanıza takmayın.
Hatta tuvalet sonrası elinizi falan da yıkamayın.
Parmaklarınızı yalayın gitsin…!
***
N’olacak yanİ?
Alt tarafı “korona virüse” yakalanacaksın!
Gidersin hastaneye.
İllaki koridorun bir köşesinde size de yer bulurlar.
Doktorlar ellerinden geleni yapar.
Bu arada iyileştin, iyileştin!
İyileşemedin bağıra, bağıra, çırpına, çırpına “ruhunu” teslim edersin.
Ondan sonra götürürler “morga.”
Teslim ederler “imama.”
Er kişi veya hatun kişi niyetine “dört kollu hava yollarında” yerini ayırtıp “attaya” yollarlar…!
***
Allah sonumuzu hayretsin!
Ancak sonumuzun pek de hayırlı olmayacağı da belli!
Zira “korona virüs” konusunu artık “mizaha” kadar döktük.
Dün haber sitelerinde vardı.
Damat gelin arabasına;
- Dezenfektan döktüm yollarına.
- Korona olmadan gel yanıma.
Yazmış.
İnşallah o düğünü yaptıktan sonra yanınıza gelen “korona virüs” olmaz…!
***
Yok, yok hiç bir şeycik olmaz.
Düğününüz şen olsun.
Gönlünüzce eğlenin.
Vur patlasın.
Çal oynasın.
Kısacası;
Siz de salın gitsin…!