Birkaç gündür Sezen Aksu’nun bir şarkısında Adem Aleyhisselam’a saldırısı ile ilgili tartışmalar gündemde.

Özellikle de “sosyal medyada” Sezen Aksu’ya haklı olarak büyük bir tepki var.

İşin aslını astarını anlatan ortada birçok da yorum dolaşıyor.

Okuduğum bu yorumlar ve bazı yazılar arasında en anlamlısını ve anlaşılır olanını ise “Haber Vitrini’nde” buldum.

Metin Özer’in bu yazısını aynen sizlerle paylaşmak istiyorum.

Biraz uzun ama sıkılmadan okuyun.

Zira “sanatçı” maskesi altında kimlerin ne olduğunu anlamanın zamanı geldi de geçiyor bile.

İşte o yazı…!

***

SEZEN AKSU’NUN ÂDEM ALEYHİSSELAM’A ŞEYTANİ SALDIRISININ PERDE ARKASI

Şarkıcı Sezen Aksu, 'Şahane Bir Şey Yaşamak' isimli son şarkısında milletin dini değerlerine alenen hakaret etti. O hakareti de infiale neden oldu.
İnsanoğlunun babası ve annesi Hazret-i Âdem ve Hazreti-i Havva için, “CAHİL” diyen Sezen Aksu, İslam dinine olan düşmanlığını bir kez daha tekrarladı.
Sezen Aksu'nun, sözleri kendisine ait olan şarkıda HAŞA şöyle dedi;
- "Binmişiz bir alamete. Gidiyoruz kıyamete. Selam söyleyin o cahil Havva ile Âdem’e..."  

Peki, Sezen Aksu durduk yere bu saldırıyı neden yaptı?

Cahillikten mi? Asla değil.

Dil sürçmesi mi? Asla değil.

Bu ifadeler son derece planlı, hesaplı ve kitaplıdır.

O sözler; İslam’ın ilk peygamberini küçük göstermek için şarkıya özel olarak yerleştirildi.

Peki, ama neden?

Bunun için önce Sezen Aksu kimdir? Buna bakmamız lazımdır.

Sezen Aksu’nun babası Sami Yıldırım, İzmir’deki ünlü Yamanlar Koleji’nin kurucusu ve ilk müdürüdür.

Bu Yamanlar Koleji biliyorsunuz FETÖ’nün kalesidir.

***

Fetullah Gülen’in sıkı müridi olan Sami Yıldırım, kurucusu olduğu bu koleji FETÖ’ye verdi.

FETÖ’nün bütün hain elebaşları, işte bu kolejden yetişti.

Gelelim işin aslına.

Sami Yıldırım’ın nüfus cüzdanı, baştan sona yalan ve sahtekârlıklarla doludur.

Şimdi sırayla yalanlarını suratlarına çarpalım.

Adı Sami değil, Samuel ’dir.

Samuel’e benzesin diye Türk ismi olan Sami ismini almıştır.

Soyadı Yıldırım, memleketi de Rize değildir.

Samuel Yıldırım’ın memleketi Selanik’tir.

***

Sami Yıldırım’ın Nüfus cüzdanındaki “Türk” ifadesi de doğru değildir.

Kendisi Yahudi’dir.

Nüfus cüzdanında yazdığı gibi dini de, “İslam” değildir. Sami Yıldırım Musevi’dir.

Sonuçta Sami Yıldırım; Samuel Yıldırım isminde, Selanik’ten gelme, Sabetay kökenli bir Musevi vatandaşımızdır.

Yav arkadaş, El kadar nüfus cüzdanında bu kadar yalan olur mu?
İnanın oluyor.

Emin olun Sami Yıldırım yalnız değil.

Bunun gibi nüfus cüzdanının her satırı yalan olan yüz bine yakın Sabetay Musevi’si var.

Gelelim ‘Minik Serçe' Sezen Aksu’ya.

Türk medyasının parlatıp dokunulmaz kıldığı Sezen Aksu, göründüğü gibi masum mu?

Samuel Yıldırım’ın kızı Sezen Aksu’nun gerçek adı; Suzin Yıldırım’dır.

Suzin Yıldırım, ilk olarak ismini sonra da soy ismini değiştirdi.

Müslüman Türk ismi alan Suzin Yıldırım, adını Fatma Sezen Yıldırım yaptı.

Tanınmaya başlayınca yine ismini değiştirdi.

Bu kez ismi Sezen Aksu oldu.

***

Sabetay kökeni bilinen ‘Babasıyla bağı belli olmasın’ diye Aksu soy ismi kullandı.

İsmini ve soy ismini defalarca değiştirdi ama nüfus cüzdanındaki milliyetini ve dinini hiç değiştirmedi.

Dini İslam, uyruğu ise Türk kaldı.

Irkçı falan değilim.

Irkçılığı zaten dinimiz de yasaklayıp men etmiştir.

İnsan merak ediyor, madem bu kadar dürüstsün madem bu kadar doğrusun.

Neden Müslüman olmadığın halde din bölümüne İslam, Türk olmadığın halde uyruğu yerine Türk yazdırıyorsun?

Üçkâğıtçılığın kralı budur.

Bu resmen sahtekârlıktır. Riyakârlıktır, takiyyedir.

Sadece Sezen Aksu değil, Ilgaz Zorlu dışında Selanik’ten gelen Sabetayların hiç biri yazdırmadı.

***

Çünkü bunlar; kuzu postunda sürüye giren kurtlardır.
Bunlar; korktukları veya çekindikleri için değil; suret-i haktan görünüp, bizi içeriden vurmak için gerçek isim ve kimlik kullanmıyorlar.
Biz bunları Türk ve Müslüman isim ve soy isimleriyle tanıyoruz. Oysa onlar bildiğin Yahudi.
Adını ve kimliğini gizlemeyen diğer Yahudi vatandaşlarımızı tenzih ederim…
Sabetayların arasındaki bir grup; Türk milletini zayıflatmak, dinini ve ahlakını bozmak için kimlikleri gizleyerek bizi birbirimize düşürdü.
Laikliği din yapmak isteyen bunlar…
Osmanlıya ve tarihimize saldıran bunlar…
Milletin seçtiği iktidarları askeri darbelerle indirten de bunlar…
Milli ve manevi bütün değerlerimize düşman olan da bunlar…
Bunların erkekleri siyasette çalışırken, kadınları da ahlakı bozmak üzere magazin âleminde çalıştı.
Türk sinema ve eğlence sektörünün yüzde 80’i Sabetayların kontrolündedir.

***

O yüzden bu sektörlerde dehşet bir algı çalışması yürüttüler.

Filmlere koydukları sahneler, tiyatroya ekledikleri bölümler ve TV’lerde yayınladıkları dizilerle İslam’a savaş açtılar.

Sabetayların bir kısmı şarkı sözlerine yerleştirdikleri cümlelerle, milleti imandan etti.

Sezen Aksu’nun son şarkısını söyleyen bir cahil (Haşa demezse), Allah muhafaza KÂFİR OLUR.

Neden?

İmanın şartlarından birisi Allah’ın Peygamberlerine inanmaktır.

Bir peygambere hakaret imanı götürür.

Uyanık Sezen Aksu, milleti dinden imandan etmek için şarkısına Âdem Aleyhisselam’a hakareti yerleştiriverdi.

O şarkıyı söyleyeni dinden imandan etti.
Sezen Aksu'nun şarkısı milletin imanını tereyağından kıl çeker gibi alıverdi.

Kimsenin de ruhu bile duymadı…

Geçmiş olsun…

Şeytan bile bunu düşünemez…

Bundan büyük ŞEYTANLIK MI OLUR.

Şeytan’ deyince gelelim meselenin öbür tarafına.

Yahudiler; (Gerçek bozulmamış Tevrat’ta değil) kendi elleriyle bozdukları kitaplarında, Âdem Aleyhisselam ve Havva anamıza asla inanmazlar.

İnsanoğlunun babası olarak da Âdem Aleyhisselam’ı görmezler.

Kitaplarında şöyle yazar;

Lilit, Hazret-i Âdem’in ilk eşidir ve aynı şekilde yaratıldığı için eşit olduğunu ileri sürerek onunla anlaşamayıp Hazret-i Âdem’i ve cenneti terk etmiştir.

Bundan sonra Hazret-i Âdem’i yalnızlıktan kurtarmak için Hazret-i Havva yaratılmıştır.

Lilit şeytanla birlikte olmuş, zamanla yeni doğan çocuklara zarar veren ve uykuda erkeklere musallat olan bir şeytana dönüşmüştür.

Yahudi kitaplarına göre; Hazret-i Âdem ve Hazret-i Havva'nın ilişkilerinden Âdemoğulları yani Yahudi olmayan sıradan insanlar meydana gelmiştir.

Bu sıradan kişilere İbranice "ötekiler" anlamına gelen GOYİM derler.

Kendilerinin ise şeytandan geldiklerini gururlanarak söylerler...

Satanizm ile Yahudi bağlantısı da buradan geliyor.

Bizler onlar için GOYİM'iz.

Onların gözünde insan suretinde hayvanlarız, hatta köpekten daha aşağılığız onların nazarında!

Onlar ise üstün ırk.

Yahudiler Goyim'leri tıpkı bir hayvan gibi görürler.

Goyimleri yani Yahudi olmayanları kesmek, öldürmek onlara göre günah değildir. 

Yahudilere göre dünyadaki ilk Yahudi, Habil'i öldüren Kabil'dir. 

Yahudiler; şeytana uyup Habil'i öldüren ve insanlık tarihinde ilk katil olan Kabil'i överler, onunla iftihar ederler ve yere göğe sığdıramazlar.

Onun ilk Yahudi olduğuna inanırlar...

Kabil'e derin bir sevgi duyarlar, ona ve işlediği cinayete minnettarlık duyarlar.

Yahudi, GOYİM'in yani Yahudi olmayan birinin malını çalarsa bu günah değildir, çünkü zaten kendi malını geri almış oluyor!

Hazret-i Musa'nın Yahudilere emrettiği 10 Emirdeki;

"Kardeşini öldürmeyeceksin, malını çalmayacaksın " cümlesindeki ‘kardeş’ kelimesini, ‘GOYİM dışındaki gerçek Yahudi’ diye yorumladılar.

Bir Yahudi başka bir Yahudi'yi öldüremez, bu yasaktır.

Malını çalamaz, bu da yasaktır.

Yahudi olmayan sıradan insanları yani bütün GOYİM'LERİ öldürebilir, bu onlara göre mubahtır, serbesttir.

Onun malını da çalabilir, bu mubahtır! (Müslüman ve Hıristiyan dâhil)

Filistinlileri katletmelerinin nedeni budur.

Gazze bombalanırken İsraillilerin fındık fıstık yiyerek izlemesinin sebebi de budur.

Onlar için katledilen İnsan değil, GOYİM’dir.

Bir İsrailli bakan Filistinliler için, “Onları hayvan gibi avlıyoruz” demişti.

Sebebi bu anlayıştır.

Yahudiler şeytanı kötü, melun, dışlanmış bir varlık olarak kabul etmez, tam tersine şeytana ''Nuru Ziya'' (Aydınlanma kaynağı) derler.

Yahudilerin Kabala inancında Nuru Ziya; Bilim ve aydınlanmanın tanrısıdır
Tıpkı Şeytanın İncil ve Latincede geçen adı Lucifer gibi.

Lucifer'in manası da "ışık getirendir"!

Çoğu Türk ve Müslüman maalesef, ‘Nuru Ziya’nın ‘şeytan’ demek olduğunu bilmez.

Beyoğlu'nda bir sokağın adı “Nur-u Ziya’dır’ Bu sokakta büyük mason locası bulunur.

Türkiye cumhuriyeti hükümetleri bugüne kadar o sokağın ismini değiştirmeye teşebbüs dahi edememiştir.

Yahudilik ve onun bir kolu olan Sabetaycılık'da soy sonraki nesile anneden geçer.

Çünkü onlara göre gerçek babaları olan Nuru Ziya (yani şeytan) dünyada olmadığı için, Yahudiliğin anneden geçtiğini kabul ederler.

Bu özetten sonra herhalde Sezen Aksu’nun Âdem Peygambere ve Havva anamıza neden cahil dediğini sanırım anlamışsınızdır.

O kendi inancı olan Yahudilik inancını şarkısına koydu.

Sizler onu Türk ve Müslüman sandığınız için cahillikle suçladınız.

Oysa cahilliğinden değil, bile bile yaptı.

Bugüne kadar bu memlekette serbestçe at oynatan Suzin Yıldırım, sonunda yakalandı.

Kendini hala eski Türkiye’de sanıp millete yedireceğini sanan Minik Serçe, şimdi binlerce dava ile karşı karşıya.

Suzin Aksu sana tavsiyem; bir daha Türklüğümüze de dinimize de bulaşma.

Dinimize bulaşmaya devam edersen bu millet sana; ‘Şimdi bana kaybolan yıllarımı verseler’ şarkısını söyletir.

‘GOYİM’ler artık yıllarca güttüğünüz koyun değil.

Sürü de elinizi kolunuzu sallayarak girdiğiniz sürü değil.

Başımızda çok sağlam muhafızlar var.

Tepenizde SİHA’lar dolaşıyor.

Aklınızı başınıza alın.

Benden söylemesi.

METİN ÖZER/HABERVİTRİNİ.

***

İşte böyle.

Metin Özer’in yazısında dediği gibi Sezen Aksu yalnız değil.

İçimizde Sezen gibi daha niceleri var.

Galiba uyanmanın zamanı geldi de geçiyor bile.

Ne dersiniz…?