CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, her fırsatta Sakarya'daki Tank Palet fabrikasının satıldığını öne sürüyor. Üstelik elinde bu söylemine dair hiçbir delil ve kanıt olmamasına rağmen yapıyor.
Sayın Kılıçdaroğlu asılsız iddialarına bir yenisini daha ekleyerek, Tank Palet fabrikasının Katar ordusuna satıldığını iddia etti ve değerinin 20 milyar dolar olduğunu söyledi. Peki, bu iddia doğru mu?
İşte Sakarya'daki Tank Palet fabrikasıyla ilgili gerçekler ve yalanların anlatıldığı Okan Müderrisoğlu’nun yazısı…
1998 yılındaki o tartışmayı herhalde en iyi Koç Grubu'nun yöneticileri hatırlar. Merhum Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in, "O yatırım için gerekirse Çankaya Köşkü'nün bahçesini bile veririm" dediği Ford Otosan'ın İzmit Fabrikası kolay kurulmadı.
SEKA arazisinin tahsisi üzerinden öylesine tartışmalar yaşandı ki Amerikalılar, İspanya'ya yönelecekti. Şimdi üretimi, ihracatı, yarattığı eko sistemle örnek gösterilen bir projeden söz ediyoruz.
Peki, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun son haftalarda sistematik hal alan "Arifiye Tank Palet Fabrikası" ile ilgili iddialarının arkasında neyi ve kimi arayacağız?
"Dava, tank palet mi yoksa yerli milli üretim mi?" sorusunu nasıl yanıtlayacağız?
Sakarya Arifiye'deki Tank Palet Fabrikası'nın BMC-Katar Ortak Girişim Grubu'na 25 yıllığına kiralanması sürecini hedefe koyan Sayın Kılıçdaroğlu'nun, görünen ajandası ile arka planı arasındaki farkı anlamak için olayın detaylarıyla ortaya konulması bir zorunluluk.
Sonda söyleyeceğimi başta söyleyerek başlayayım. Burada mesele, yerli ve milli tank üretiminin başarılması çabası ile bu gayretin enerjisini boşa harcatma niyeti arasında düğümleniyor.
1- Arifiye'deki tesisin 20 milyar dolar değerinde olduğu ileri sürülüyor. Oysa Türkiye'de bu değere ulaşan bir şirket henüz yok. (Bir ara Turkcell'in piyasa değeri bu seviyeleri görmüştü, o kadar!)
2- Almanlar, motor sistemlerinin satışına ambargo koyduğu için tesiste Fırtına obüslerinin imalatının durduğu belirtiliyor.
3- Fabrikaya, Katarlı bir mühendis veya yöneticinin girmediği ifade ediliyor. Yönetimde, MSB Askeri Fabrika ve Tersane İşletme AŞ adına albay rütbeli bir müdür ile ortak girişim grubunun atadığı müdür bulunuyor. (Ki o da fabrikanın eski müdürü emekli albay)
4- Palet ve optik sistemler üretilen fabrikada yenileme yatırımı ihtiyacı artıyor. Zira tankın 36 bin parçasının imalatı yüksek teknoloji gerektiriyor. Tesise 50 milyon doları garanti, en az 150 milyon dolar yatırım yapılması öngörülüyor.
5- Altay Tankı üretimi için BMC'nin yanı sıra Aselsan, MKE, Roketsan ve Havelsan'ın da içinde bulunduğu entegre sistemler çalışıyor.
6- TSK, 250 adet yerli tankın imalatı için geçecek süreyi beklemek istemediği için ilk etapta 40 tankın, modernize edilecek Arifiye'deki fabrikada üretilmesi suretiyle zamandan kazanılması amaçlanıyor.
7- BMC-Katar ortaklığı, Sakarya Karasu'da temeli atılan fabrikasını 3-3.5 yılda tamamlamayı, eş zamanlı olarak milli motor geliştirme sürecini de neticelendirmeyi taahhüt ediyor.
8- Tankın fonksiyonel işletmesi için en az 1.500 beygir gücünde motor imalatı zorunlu olmasına karşın Türkiye henüz bu seviyede motor üretemiyor. Ortak girişim grubu 1.500 ve 3.000 beygir gücünde milli motoru Altay Tankı'na yetiştirmeyi planlıyor.
9- Tankın en önemli unsuru olan zırh çeliği noktasında da yetersiz konumdaki Türkiye, bu proje vesilesi ile Ereğli'de özellikli çelik üretimine geçiyor.
10- Altay Tankı'nınprototipini üreten ve öncelikli teklifi veren grubun birim fiyatı ile işi üstlenen grubun teklifi arasında yarı yarıya fark oluştuğu belirtiliyor.
Sözün özü...
Stratejik yatırımlar, stratejik kararlar gerektiriyor. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın yerli ve milli karakterinden zerrece tereddüt duyulmadığına göre, yerli ve milli sanayi mücadelesini sekteye uğratacak iç ve dış hamleler her yönüyle etüt edildiğinde bize farklı şeyler de söylüyor.
Sağlıcakla kalın…