Aslı Albanca yazılan, günümüze Eski Ermenice nüshaları ulaşan ve eski Türk tarihini de ilgilendiren Alban Tarihi’nin gözden geçirilmiş ikinci baskısı Selenge yayınlarınca yapıldı. Kitap Rusça, İngilizce ve Ermenice baskılar karşılaştırılarak Azerbaycan Türkçesine tarihçi Ziya Bünyadov tarafından çevrilmiş,tarafımızdan Türkçeye aktarılmıştır. Albanlar hakkında önemli bilgiler içerdiği için Gedikli’nin kitaba yazdığı önsözü aynen vermeyi gerekli buluyoruz:

ALBANLAR ve ALBAN TARİHİ

Albanlar Güney Kafkasya’da, özellikle bugünkü Azerbaycan coğrafyasında yaşayan eski bir kavimdir. Adları MÖ 4. yüzyıldaki olaylar dolayısıyla kayda alınmıştır. Antik kaynaklarda Alban, Gürcücede Rani, Ermenicede Ağvan, Orta Farsçada Ardan, Arapçada Arran, Süryancada Aran şeklinde anılırlar. Klasik Ermeni yazarlarına göre Ermenicede -l- > -g- ve -b- > -v- değişimi vardır (Mirza Bala, Azerbaycan Tarihinde Türk Albanya, Ankara 1951, 3, 5, 27. s.). Alban > Agvan bu değişim örneklerinden biridir. Aguen yer adı da Agvan’ın değişkenidir. Aguen sözündeki -u-, -b- > -v- > -u- değişimiyle ortaya çıkmıştır.

Benzer biçimde Kutsal Kitap’ta Elişa geçen ad, Ermenicede -l- > -g- değişimiyle Yegişe olmuştur. Ermeni tarihçisi Yelişe > Yegişe (ölümü 480), bu adın en tanınmış kişisidir. Baştaki y takılmadır. Tarihçi Yegişe’de bu olguya saptadığımıza göre söz konusu değişimin epey eski olduğunu söyleyebiliriz. Elişa ve Yegişe adları Albanya Tarihi’nde (kısaca Alban Tarihi denir) Yelisey olarak geçer.*Kur’an-ı Kerim’de Elyesa biçimindedir (Enâm suresi, 86. ayet).

Alban Tarihi’nde yazıldığına göre Alban (>> ağu) sözünün anlamı “sevecen”dir (Birinci kitabın 5. faslına bakınız).

1. Albanlar kimdir?

Strabon, 26 Alban kabilesinden söz eder. Önce Sasanlılara, sonra Doğu Roma’ya, Araplara, Kuzey Kafkasya Hunlarına ve Hazar Türklerine tabi olmuşlardır. En parlak dönemleri 7. yüzyılın ikinci yarısındaki Cavanşir dönemidir (doğumu 636 veya 642 - ölümü 680 veya 681). Halkın gitgide İslam’ı kabul etmesi ve Ermenilerin dinsel - kültürel baskısı dolayısıyla tarihten silinmişlerdir. Alban kilisesi ise Eçmiadzin (Rabb’in tek oğlunun indiği yer)’deki Ermeni katolikosluğunun (patrikliğinin) ısrarıyla 1836’da Peterburg sen sinodu tarafından lağvedilmiştir. Böylece Alban adı da ölmüştür. Halen Azerbaycan ve Gürcistan’da yaşayan ve 1989 sayımına göre sayıları 8 849 olan Udinler, Albanların torunları sayılır. Udin dili bitişimli bir dildir ve Udince Alban diline en yakın dil olarak kabul edilir. Alban dili Hint - Avrupa değil, Kafkas dillerindendir. Balkanlarda bizim Arnavut, batılıların Alban dediği halkla ilişikleri yoktur.

5. yüzyılın ilk çeyreğinden itibaren 52 harflik alfabeye sahiplerdi. 1948 - 1952 arasında Azerbaycan’ın Minkeçevir bölgesinde Alban kitabeleri bulunmuştur. Bu kitabeler henüz okunmamıştır.

Albanlar hıristiyanlığı ilk kabul eden halktır. Hıristiyanlığı MS 57 yılında kabul etmişler, bu din 4. yüzyılın başında, hükümdar Urnayr zamanında resmi devlet dini olarak ilan edilmiştir (Birinci kitabın 11. faslını ve ikinci kitabın 6. faslını okuyunuz). Ermeniler hıristiyanlığı Albanlardan sonra kabul etmişlerdir (Verdiğimiz bilgiler Azerbaycan Sovyet Ansiklopedisi’nin,“Alban elifbası”, “Alban kilisesi”, “Alban kitabeleri”, “Albaniya”, “Albanlar” ve “Udinler” maddelerinden seçilmiştir; 1. c., 214, 217 - 220. s. / 9. c., 420. s.).

2. Alban Tarihi

Albanlar tarafından yazılan ve Albanya hakkında doğrudan bilgi veren en önemli kaynak, Kalankatlı Moses’in Alban Tarihi’dir (Moisey Kalankatuklu, Movses Kalankatlı, Movses Kalankaytuklu, Kalankaytlı Moses, Moisey Kalankatvasi yazımları da vardır). Kalankatlı Moses, Orta Azerbaycan’daki Berde kentine yakın olan Kalankatuk köyündendir. 7 - 8. yüzyıllarda yaşamıştır.

Eser üç kitaptan oluşur.İlk iki kitap en eski devirlerden 710 yılına kadar, üçüncü kitap 998 veya 999 yılına kadarki olaylardan söz eder (Alban katolikosu Movses’in 992 - 998 arasında katolikos olduğu, Mhitar Koş’un Alban Salnamesinin 40. dipnotunda açıklanır). Üçüncü kitabın başka bir kişi tarafından yazıldığı açıktır.

Eserin elimizdeki en eski el yazması 1279 tarihini taşır.

Alban Tarihi 1849 ve 1851’de kısmen Fransızca, 1861’de tam olarak Rusça ve 1961’de İngilizce olarak yayınlanmıştır (Azerbaycan Sovyet Ansiklopedisi, “Movses Kalankatlı”, 7. c., 16. s.). 1993’te Z. Bünyadov tarafından tam olarak Azerbaycan Türkçesine çevrilmiş ve basılmıştır.

AlbanTarihi, 7. yüzyılda Albanca yazılmış, daha sonra Eski Ermeniceye çevrilmiştir. Dilciler Ermeniceyi Eski Ermenice (5 - 11. asırlar arası), Orta Ermenice (11 - 17. asırlar arası) ve Yeni Ermenice (17. asırdan sonrası) olmak üzere üçe ayırırlar. Eski Ermeniceye Grabar da denir. Ermenice bugün bitişimli bir dildir (Azerbaycan Sovyet Ansiklopedisi, “Ermeni dili”, 4. c., 81. s.). Ermenicenin sintaksı (cümle yapısı) Türkçenin etkisiyle değişmiştir. Ermenicede 10 bin civarında Türkçe sözcük vardır.

Kalankatlı Moses’in Alban Tarihi, başta Kafkasya’nın eski sakini Albanlar olmak üzere Türk, İran, Arap, Gürcü, Ermeni tarihi için pek önemlidir. Eserde Hun, Haylandurk, Barsil, Eftalit, Hazar gibi Türk kavimlerinden ve onların siyasal, sosyal, dinsel, askersel yaşayışlarından söz edilmektedir. Eserde daha Göktürk yazıtları dikilmeden Kuzey Kafkasya Hunlarına ve Hazarlara ait han, hakan, cebu (yabgu), şad, tudun, alp ilituer veya alp ilutuer (alp ilteber), il tigin, tarhan, Tanrı, Çorpan, Avçı (Ovçu), Çatkasar (şad Hazar), Honoğur (aslında kavim adıdır), Varaçan; Türkçe - İranca Kuar özel ad ve unvanları kayda alınmıştır. Bunların hepsi Türkologlarca çözülmüştür; sadece Hun, Haylandurk, Barsil, Eftalit, Hazar, Kuar ve Varaçan (Varsan) tartışmalıdır. Bunlar hakkındaki bir makalemiz yapıtın sonuna eklenmiştir. Türkân ve Türkistan sözlerinin de geçtiği yapıt, Türk kültürü için bu bakımdan da önemlidir. Eserin Türk tarihi dışındaki bölümlerinin de dinler tarihi ve genel tarih bilimi açısından Türkçede bulunması zaruridir. Özetle Alban Tarihi Türk tarihinin birincil kaynaklarındandır. Türkiye’nin istediğimiz manada bir bilim merkezi olması için sadece bu değil, daha bir çok yapıtın Türkçeye çevrilmesi gerekmektedir.

Bünyadov, Alban Tarihi’nin sonuna Mhitar Koş’un Alban Salnamesi’ni eklemiştir. Bu yapıt Selçüklü Türkleriyle ilgili bilgiler vermektedir.

3. Türklerden söz eden fasıllar

Araştırıcıya kolaylık olması açısından Türklerden söz eden fasıl yahut fasılları şöyle sıralayabiliriz (tarihsel sıralamaya göre):

1. Hunlardan (özellikle Kuzey Kafkasya Hunlarından) söz eden fasıllar: Birinci kitap; 10. fasıl, 12. fasıl, 14. fasıl, 18 - 21. fasıllar, 26. fasıl / İkinci kitap; 10. fasıl, 29. fasıl, 37 - 38. fasıllar, 41 - 47. fasıllar / Üçüncü kitap; 1. fasıl, 20. fasıl.

Hun adıyla sadece Hunlar değil, Hazarlar ve diğer Türk kavimleri de kastedilir; bazen Türk olmayan kavimler de anlatılır. Örneğin 18. fasıldaki Hunlar Türk olmayabilir. Krş. Gotların Hazarları anlatmasıyla (İkinci kitap, 17. fasıl).

2. Haylandurklardan söz eden fasıl: Birincikitap; 21. fasıl. Bünyadov Haylantürk biçiminde aktarmıştır.

3. Onogurlardan söz eden fasıl: Birincikitap; 14. fasıl.

4. Ba(r)sillerden söz eden fasıllar: Birinci kitap; 9. fasıl, 12. fasıl.

5. Eftalitlerden söz eden fasıllar: Birinci kitap;15. fasıl, 23. fasıl.

6. Hazarlardan söz eden fasıllar: Birinci kitap; 14. fasıl. / İkinci kitap; 1. fasıl, 10 - 11. fasıllar, 13 - 14. fasıllar, 17. fasıl, 26 - 27. fasıllar, 38. fasıl (bu fasıl gerçekte Hunlardan söz eder), 43. fasıl. / Üçüncü kitap; 1. fasıl, 13. fasıl, 17. fasıl, 20. fasıl.

İkinci kitabın 17. faslında sözü geçen Gotlardan kasıt, Hazarlardır.

7. Türkler (Türkân)’den söz eden fasıl: İkinci kitap; 11. fasıl. Türkân ile Hazar Türkleri anlatılmıştır.

8. Türkistan’dan söz eden fasıllar: İkinci kitap; 25. fasıl, 29 - 30. fasıllar, 43. fasıl.

43. fasıldaki Türkistan’dan kasıt Hazar ülkesidir. Öteki fasıllarda Türkistan sözüyle Kuzey Kafkasya Hunları anlatılmaktadır. (…)

4. Ziya Bünyadov

Yapıtın çevirmeni olan tarihçi ve doğubilimci Musa oğlu Ziya Bünyadov, 24 Aralık 1921’de Azerbaycan’ın Astara şehrinde doğdu. (…) 21 Şubat 1997’de silahlı bir saldırıda hayatını yitirdi.

5. Sonuç

Türk ve komşu kavimlerin tarihini ilgilendiren ilk el bir yapıt olan Alban Tarihi Türkçede çoktan beri yayınlanmalıydı. Yukarıda gördüğümüz gibi Bakuvî’nin yapıtı 1789’da Fransızcaya, 1971’de Rusçaya çevrilmiştir. Alban Tarihi ise 1849 ve 1851’de Fransızcaya, 1861’de Rusçaya, 1961’de İngilizceye çevrilmiştir. Ama ne yazık ki Türkçeye aktarılmak için 2006 yılını beklemek gerekmiştir. Maalesef Türk tarihinin ana kaynaklarının hemen tamamı Türkçeye aktarılmayı beklemektedir. Böylece kendi tarihimize ait yapıtları çevirmekte bile en az 150 yıl geride kaldığımız görülüyor.

Bu kitabın ilk baskısı 2006 yılında “Kalankatlı Moses,Alban Tarihi” başlığıyla çıkmıştı. Ancak o baskı biraz aceleye gelmiş, gerekli kontrolleri yapamamıştık. Özetle kitap istediğimiz gibi çıkmamış, kitabın yeniden yayını içimizde bir ukde olarak kalmıştı. Aradan yıllar geçtikten sonra metni üç kez yeniden okuduk, yeniden çevirdik, yeniden karşılaştırdık ve şimdi Z. Bünyadov’un dediği gibi biz de “artık okurların bu aktarmaya not verebileceklerini” söylüyoruz. Araştırmacıların da önceki baskıyı değil, bu baskıyı kullanmalarını önemle rica ediyoruz.

Bir karışıklığa yol açmamak için kitap yazarının Kalankatlı Moses yazımını ve Alban Tarihi adını koruduk. Yalnız Kalankatlı Moses, kitabın diğer yerlerinde Kalankatlı Moisey olarak geçecektir. Bu husus akılda tutulmalıdır.

Kitabı okurken yazarın mutaassıp bir hıristiyan olduğunu, dolayısıyla İslamlığa karşı önyargılı davrandığını daima hatırda tutmak gerekir.

Ermenicede -l- > -g- değişimine şu örnekleri de verebiliriz: Bu yapıtta Büyük Kolmank yer adı Büyük Kogmank olarak da geçer (İkinci kitap, 3. fasıl). Demek ki aynı kural gereğince Kolmank kelimesi Kogmank’a çevrilmiştir.

Çola (Derbend) geçit adı da -l- > -ğ- kuralı gereğince Çoğa olmuştur.

Bu yapıtın üçüncü kitabının 2 - 6. fasıllarında geçen Ermeni katolikosu İlya’nın adı, bazı Ermeni tarihçilerinin yapıtlarında Yegiya veya Yegi olarak yazılır (Ziya Bünyadov, Azerbaycan 7 - 9. Asırlarda, Bakü 1989, 95, 99. s.).

9. yüzyıl Ermeni tarihçisi Levond, Gevond olarak da bilinir. Keza11. yüzyıl Ermeni tarihçisi Stefanos Asolik’in adı kimileyin Asogik olarak yazılır. Her iki adda -l- > -g- değişimini görmek olanaklıdır.

13. yüzyıl Ermeni tarihçisi Genceli Kirakos, Tarih’inde Tiflis kentini Defkis olarak yazmıştır (Genceli Kiragos, Moğol İstilası 1220 - 1265, Post y., İstanbul 2018, 18, 26, 56, 95, 108, 111, 142. s.).

Örnekleri çoğaltmak olanaklıdır.