Et ve süt ürünleri fiyatlarının artışı tamamen tarım ve hayvancılıktaki üretimdeki yetersizlikten kaynaklanmaktadır. Bu fiyatları aşağıya çekmek üretimi artırmak hepimizin görevidir.
Hayvancılık desteklerini, yem desteklerini de kapsayacak şekilde genişletmeliyiz. Yoksa et, süt ürünlerinin fiyat artışlarını ithalatla kısa bir süre baskılarsınız. Uzun vadede ise kartopunun yuvarlanıp büyümesi gibi her seferinde artan bir ivme ile ette ve de sütte maalesef fiyatlar artacaktır.
Bunu görmek için kahin olmaya gerek yoktur. Ayrıca yıllardır ithalata rağmen hayvancılıkta bir ilerleme olmadığı gibi her yıl ciddi oranda hayvan sayısında azalış sağlandı. Üretici, üretimden vazgeçtiği zaman bir daha yıkılan düzenini tekrar kurmuyor. Çözümün bir parçası olarak mutlaka veteriner fakültelerinden hocaların ve ilgili sivil toplum örgütlerinin de olduğu bir tanışma konseyi kurulmasını tavsiye ediyorum.
Köylerin çoğunun statüsü çıkarılan yasayla maalesef mahalleye dönüştürüldü. Kimse evinden uzakta hayvancılık yapmak istemez. Yurt dışında Alp Dağları'nın eteklerinde turistik köylerinde hayvanlar caddelerde dolaşır. Kimse bunların burada ne işi var demez.
Biz de ise komşuların 'ahır ve hayvanlar kokuyor' ya da 'hayvanlardan kaynaklanan sinekler bizi rahatsız ediyor' bu ve benzeri şikayetlerle belediye zabıtalarına şikayete gidiyorlar. Bu gibi şikayetlerle üretici uğraşmak istemediği için hayvancılıği maalesef terk ediyor.
Artık kimse hayvancılıkla uğraşmak istemiyor. Köylerde gençler artık gelecek görmüyorlar. Köylerde kalanların ortalama yaş sınırı 60 üstü. Bu yaş grubunda hayvancılıkta, tarımda ve üretimde de rekor kırmalarını istiyoruz. Hayvancılığın gelişmesi için üretime dönük yasal destekler bir an önce çıkarılması gerekmektedir.
Gençlerin geleceklerini köylerden görmeleri için gerek kamu gerekse özel sektör elinden gelen her türlü desteği yapmalıdır. Sağlıklı bir nesil beslenmesi için hayvansal gıdalar şarttır. Ayrıca sağlanacak üretim fazlasına bütün dünya ülkeleri taliplidir. İhracatta rekorlar kırmak kaçınılmaz olacaktır.